MENÜ
1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan bu yana İsrail siyasi suçlardan 700 bin Arab’ı hapse mahkum etti. Bu mahkumların büyük bölümü Filistinliydi. Mahkumların bazıları hapiste ölürken, bazıları ise bugün hala hapiste bulunuyor. Ama geçen yıllar boyunca binlercesi de serbest kaldı. Onlardan bazılarının hikayelerine tanık olacaksınız.
AHMAD ADNAN AL-RAMHY
YÖNETMEN
Filistinliler için hapishane maalesef ortak bir kader. İşgalin başından beri nüfusun beşte biri en az bir kere hapse düştü. Binlerce Filistinli herhangi bir suçlama gösterilmeksizin ya da suçları açıklanmaksızın gözaltında tutuldu.
Filistinli mahkumlar hapishanelerde kötü şartlar altında yaşadı ve kötü muameleye maruz kaldı. İnsan hakları örgütleri aralarında dayak, gereksiz hücre hapsi, ziyaret yasaklaması da bulunan çok çeşitli fiziksel ve psikolojik işkence rapor etti. Birleşmiş Milletler, İsrail Genel Güvenlik Birimi Şin Bet'in mahkumların sorgusunda kullandığı bazı teknikleri işkence olarak tanımladı.
Filistinli mahkumlar hapishanede bir kapı açmak, bir yatağa uzanmak ya da güneşin doğuşunu izlemek gibi gayet sıradan şeylerin hayalini kuruyor. Çünkü kalabalık hücrelerde karanlıkta tutuluyorlar. Hapishanede geçirdikleri her dakika çok sıkı bir şekilde kontrol ediliyor. Fiziksel özgürlükten yoksun mahkumlar zamanlarını düşünsel dünyalarını geliştirmeye adıyorlar.
Bu bile çok kolay olmuyor. Filistinli mahkumlara ilk başlarda kalem ve kağıt dahi verilmiyordu. Kitaplar yasaktı. Bir takım protestolardan sonra, mahkumların kalem, kağıt, kitap ve gazete bulundurmalarına ve kontrollü olarak radyo dinlemelerine izin verildi.
Hala bir takım sınırlamalar söz konusu. İsrail otoriteleri hapishane kütüphanelerinde sadece onaylı kitapların bulunmasına izin veriyor. Hapishanelere gelen kitapların çoğu kötü durumda ve mahkumlar bu kitapları bant ve yapıştırıcı kullanarak tamir etmeye çalışıyor.
Geçen yıllar boyunca, İsrail siyasi anlaşmalar sonucu takas yoluyla bir grup Filistinli mahkumu serbest bıraktı. Filistinliler mahkumların serbest kalışını Filistin davası açısından bir zafer olarak görüyor. Serbest bırakılan Filistinli mahkumlar kahramanlar gibi karşılanıyor.
Ama aslına bakıldığında, pek çok eski mahkum demir parmaklıklar ardında geçirdikleri yılların travmasını hala yaşıyor. Ömürlerinin önemli kısmını içerde geçiren bu kişiler kendilerini toplum dışı hissediyor. Kendisi de 12 yıl hapiste kalan Tereza Halasa "Mahkumların duyguları gençlik yıllarındaki gibi kalıyor. Okuyarak düşünce dünyalarını geliştirmiş oluyorlar ama duygusal olarak gelişmemiş oluyorlar." şeklinde konuşuyor.
Bugün binlerce Filistinli hala İsrail hapishanelerinde bulunuyor. Yüzlercesi müebbet hapse mahkum. Onlarcası idari gözetim altında. Kaderleri Filistin'in kaderiyle ortak. Onların hikayeleri İsrail'in baskıları ve acımasız işgaline direnmenin bedelinin ne olduğunu ortaya koyuyor.
FİLMİ İZLEYİN
EKİP
YÖNETMEN
AHMAD ADNAN AL-RAMHY
GÖRSEL YÖNETMEN
ABDULLAH AL-RAMHY & SAMER AL-NIMRY
EDİTOR
IBRAHIM AL-TAANY
YAPIM ŞİRKETİ
ZENDBIA, JORDAN
YÖNETİCİ PRODÜKTÖR
RAWAN DAMEN
YAPIM YILI
2012
AL JAZEERA TÜRK TARAFINDAN TÜRKÇEYE UYARLANMIŞTIR – 2013.
© TÜM HAKLARI AL JAZEERA'YA AİTTİR.
BAŞA DÖN